Bazı tarihçiler doğu ile batı medeniyetlerinin birbiriyle ilk çatışma alanı olarak Pers-Yunan savaşını gösterirler. Çeşitli kaynaklarda farklı efsanevî ışıltılara bürünen olayın asıl kahramanları Lidya Kralı Kroisos ile Pers Kralı Kyros olsa da, Lidyalı kâhin Sandonis’in kehaneti de unutulmaması gereken ayrıntılardandır.
Buna göre, sarayındaki kâhinler Kroisos’a bir imparatorluğun yıkılışına şahit olacağı kehânetini söyler ancak kehânetin ayrıntılarını göremezler. Parayı bulan medeniyetin sahip olduğu güç ve zenginlikten başı dönen kral Kroisos, yıkılacak imparatorluğun, doğu komşusu Persler olacağından emin bir biçimde savaş hazırlıklarına başlar.
Kroisos bilgiden, bilimsellikten uzak yaşadığı düşünülen Kyros’a karşı girişeceği savaş öncesi ünlü kâhin Sandonis tarafından şu şekilde uyarılır; “İçkileri sadece su olan, ağızlarını tatlandırmak için incirleri ya da başka şeyleri olmayan” (Ökmen, 1991) bir düşmanla savaşmak sana hiçbir şey kazandırmaz. Ancak savaşı kaybedersen elindeki kıymetlerin tadını alan düşman bir daha bu topraklardan çıkmaz.
Kroisos, Sandonis’in bu öğüdünü dinlemeyip bir imparatorluğu yıkmıştır. Ancak savaşı kaybettiği için yıkılan kendi imparatorluğu olmuştur. Kârun kadar zengin olan Kroisos’un savaştan vazgeçmesi adına ikna edilme çabasında kâhin Sandonis tarafından incir örneği verilmesi, incirin uğrunda savaşılacak ve göç edilecek kadar kıymetli bir değer olduğunu göstermektedir.
Bir incir meyvesinin içinde binlerce çıtır çekirdek yer alır. Her bir çekirdek bir başka meyvenin müjdecisidir. İnce kabuklu, nazik, yumuşak bir meyve olan incirin çekirdeği, meyvesinin aksine dayanıklı, inatçı, hayata dört elle sarılan cinstendir. Bir kayanın dibine düşse kayayı parçalar çıkar yaşamak için; sinmez, boyun eğmez doğanın zor şartlarına karşı. Yok olup gitmez, inatla direnir ve mücadelesi sonucunda bileğinin gücüyle yaşam hakkını kazanır. Hayatın, sevginin, bereketin simgesi olduğundan ‘dişilik’ yakıştırılan incir ağacı mitolojide, bütün diğer bitkilerin kökü ve kuvvetli bir hayat verici olarak tanımlanır (Koçak).
Oil Pulling, yöntem ve tanım itibariyle “yağ çekme” olarak Türkçe’ye çevrilse de çok daha geniş, manidar ve zengin bir içeriğe sahip. Bizce bu yüzden “yağ çekme” tabiri biraz noksan kalıyor. Ama alternatif bir tabir bulamadığımız için olana razı gelip yolumuza devam edeceğiz.
Badem yağı kulağa damlatılır mı? Neden olmasın? Badem yağı hakkında yapılan araştırmalar ve kulağa damlatılması konusunda faydaları veya zararları nelerdir araştırmaları yapılmaktadır ve alınan sonuçlara göre, badem yağının kulağa damlatılması konusunda yarar sağlayabileceği yönünde görüş bildirilmektedir.
Kulak temizliği hassas fakat bir o kadar da önemli bir mevzudur.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.